MİNİ BEYİN NELERİ DEĞİŞTİRECEK?
Teknoloji ve tıp alanındaki ilerlemeler sayesinde artık insanlar hastalıklarını yenme yolunda karşılaştıkları sorunları büyük ölçüde aşabilmektedirler. Hastalıklardan korunmandan tutun da, hastalığın teşhis edilmesinden, tedavi edilip sağlığa kavuşturulmasına kadar geçen süreç teknolojik gelişmeler sayesinde büyük kolaylıklar kazanmıştır.
Tıp alanında her sene belirli dönemlerde kongreler yapılmakta ve geliştirilen yenilikler doktorlara anlatılmaktadır.
MİNİ BEYİN NELERİ DEĞİŞTİRECEK?
Bu yenilikler çerçevesinde de doktorlar hastalarına gerekli yönlendirmeler yaparak tedavi başarısını da sağlamış oluyorlar. Son zamanlarda tıp dünyasından ardı ardına sevindirici haberler gelmektedir.
Bunların arasında başı çeken ise uzaklardan, Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen mini beyin üretilmesi haberi idi. Johns Hopkins Üniversitesi’ne bağlı, Bloomberg School of Public Health bölümünde çalışan insanların geliştirdiği bu başarı tıp dünyasında büyük ses getirdi.
Artık uzmanlar Amerikan gelen mini beyinle ilgili gelişmeleri heyecanla beklemeye başladılar. İnsanların ilaç kullanımlarını ya da tedavi yöntemlerini neredeyse baştan sona değiştirme ihtimali olan bu gelişme, hayvan severler tarafından da ilgiyle takip edilmektedir.
Mini Beyin Nedir?
Tıptaki araştırmaların tamamı yapılan deneylere dayandırılmaktadır. Deneylerin neticesine göre ilacın ya da tedavi yönteminin üretimine karar verilebilir ya da o araştırmadan bütünüyle vazgeçilebilir.
Mini beyin de de hedeflenen temel amaç bu deneylerin yapılabilmesi için elverişli ortamın sağlanması. Johns Hopkins Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bu araştırmaya göre, araştırma safhasında olan ilaçlar bu mini beyinler üzerinde denenecek ve beyinin verdiği tepkilere göre de ilacın araştırmasına yön verilecek.
Böylelikle özellikle de hayvan hakları savunucularının şiddetle karşı çıktığı hayvan üzerinde deney yapılması işlemi de tarihe karışacak gibi görünüyor.
Çoğu zaman hayvanların canının yanmasına neden olan bu deneyler tüm dünyada tepkiler ile karşılaşmakta ve büyük protestolara neden olmaktadır. Oysaki tamamen laboratuvar ortamında üretilecek olan bu mini beyinler, tüm bu sorunların önüne geçerek tıp alanında büyük kolaylık sağlayacaktır. Mini beyinler sadece ilaç deneylerinde değil, yapılan araştırmaların da genişletilmesi ile birlikte ileriki zamanlarda Parkinson ve Alzheimer hastalıklarının da tedavisinde büyük kolaylık sağlayacak gibi görünüyor.
Mini Beyinlerin Özellikleri Nelerdir?
Tıp alanında adeta çığır açacak olan bu gelişme, mini beyinlerin nasıl olacağı merakını da beraberinde getirmektedir. Mini beyin deyince aklımıza hemen insan beyni gelmemelidir.
Mini beyinler, insanların beyinleri ile kıyaslanamayacak kadar küçükler. Örnekle anlatmak gerekir ise, bir toplu iğnenin başı kadar büyüklükte olacak olan mini beyinler laboratuvar ortamında üretileceği için miktar konusunda bir sorun çıkmayacaktır.
Tıptaki araştırmalar tarihine baktığımız zaman geçmişte de birçok beyin üretimi denemesinin yapıldığını görürüz. Ancak ABD den gelen son habere göre, üretilen bu mini beyinler, bu zamana kadar üretilenler içerisinde en gelişmiş olanı.
Tıp dünyasını heyecanlandıran bu büyük gelişme, hayvan severler tarafından da şimdiden memnuniyetle karşılandı. 350 mikrometre yani 1 mikrometre boyutunda olan mini beyinler, birçok hastalığın tedavi edilmesinde büyük kolaylık sağlayacak gibi görünüyor.
Bu arada boyutu daha iyi analiz edebilmeniz açısından bir mikrometrenin milimetrenin binde birine denk geldiği bilgisini de verelim. Ancak belirtmekte fayda var, laboratuvar ortamında üretilen bu mini beyinlerin, normal insan beyni gibi bilinç özelliği henüz yok. Kokuyu algılama, duyma, işitme, görme, ya da dokunma gibi duyu algılamalarından da mahrum olan bu mini beyinler, insan beyni ile benzer özellikler taşıdığı için, araştırmalar ve deneyler yapmak için oldukça elverişli bir ortam sunuyor.
Mini Beyin ile neler yapılabilecek?
Tamamen laboratuvar ortamında ve hiçbir canlıya zarar vermeden el yapımı olarak üretilen beyinler ilaç deneylerinin dışında özellikle de beyin ile hastalıkların tedavisi ile ilgili yapılan araştırmalarda büyük kolaylıklar sağlayacak.
Beyin hastalıkları denilince akla ilk gelen Parkinson ve Alzheimer gibi hastalıklarda kullanılan ilaçların kesin ve net çözüm getirmediği tıp dünyasınca da kabul edilen büyük bir gerçek. Çünkü bu hastalıkların tedavi edilebilmesi için kullanılan ilaçların tamamı hayvanlar üzerinde deneyler yapılarak üretimine geçilen ilaçlar. Hayvanlar üzerinde denenen ilaçların %95 i geçer not aldıktan sonra üretimine geçiliyor ve hastaların reçetelerine yazılmaya başlanılıyor.
Mini beyini araştıran ve geliştiren ekibin lideri olan Thomas Hartung’e göre, %95 geçer notu alan ilaçlar insanlara uygun değil. Oysaki bu geliştirilen mini beyin sayesinde bu oran oldukça iyi bir rakama tekabül edecektir.
Hayvandan ziyade insanların tedavisinin amaçlandığı gerçeğini göz önünde bulundurursak, mini beyin üzerinde yapılan deney, insan yapısının o ilaca ya da tedavi yöntemine vereceği tepkinin saptanmasında büyük ölçüde faydalı olacaktır. Amerika birleşik Devletleri’nin başkenti olan Washington’daki American Association for the Advancement of Science yani kısa adı ile AAAS konferansında açıklanan bu çalışma başta hayvanlar olmak üzere insan sağlığı üzerinde son derece olumlu sonuçlar verecektir.
Oluşturulan bu mini beyinler ile sadece Alzheimer ve Parkinson değil, şizofren, otizm gibi dünyada oldukça sık görülen hastalıkların da tedavisinde önemli yol kat edilecektir.
2493 genel görüntüleme, 1 bugün